--KIBRIS MÜZAKERELERİNDEKİ YÜRÜTME ÇIKMAZI
--ERHÜRMAN:“RUM TARAFININ ÖNERİLERİ, 1977’DEN BERİ BM BELGELERİNDE YER ALAN ‘İKİ TOPLUMLULUK’ VE ‘SİYASİ EŞİTLİK’ İLKELERİNE TERS”
Lefkoşa, 14 Aralık 08 (T.A.K.-FEZİLE ATÜF ÖKSÜZ):-Kamu Hukuku Uzmanı DAÜ Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tufan Erhürman, Kıbrıs müzakerelerinde Rum tarafının yürütmeyle ilgili önerilerinin, 1977’den bu yana kabul edilen bütün BM belgelerinde yer alan “iki toplumluluk” ve “siyasi eşitlik” ilkelerine ters düştüğünü söyledi.
Rum tarafının önerisinde iki toplumun iradelerinin ayrı ayrı değil, Kıbrıs’ta yekpare, tek bir halk varmış gibi değerlendirildiğine işaret eden Erhürman, “siyasi eşitlik” ilkesini yok sayan öneriye göre kimin başkan, kimin başkan yardımcısı olacağını ağırlıklı olarak Rum seçmenin belirleyeceğini belirtti.
Rum tarafının önerisinde “tek liste”yle beraber ortaya atılan “ağırlıklı oy” hesaplamasının ise, Türklerin oylarının değerini artırmak açısından sayısal azınlığın lehine olduğu izlenimi yaratmasına rağmen sonuç itibarıyla Rumların iradesinin, Türklerin iradesini çarpıtan, hatta belirleyen bir etki yaratacağından eleştiriye açık olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın müzakere heyetinde yer alan Tufan Erhürman, TAK muhabirinin Türk ve Rum tarafının yönetim modeli önerileri ile uzlaşılamayan noktalara ilişkin sorularını yanıtladı.
--RUM TARAFININ ÖNERİSİNDE YÜRÜTMEYİ DOĞRUDAN HALK SEÇECEK--
Rum tarafının önerisinin tamamen Başkanlık Sistemi üzerinden şekillendiğini kaydeden Erhürman, doğrudan halkın seçeceği Başkan ve Başkan Yardımcısının kim olacağının oy pusulasında belli olacağını söyledi.
Rum tarafının önerisinin, seçimde Rum başkan adayı ile Türk başkan yardımcısı adayının tek oy pusulası üzerinde birlikte aday olmasını içerdiğine işaret eden Erhürman, “Her oy pusulası üzerinde 1 Türk, 1 de Rum aday olacak. Bunlar ayrı ayrı değil, birlikte her iki toplumdan da oy talep edecek. Böylece Türkler Rumlara da oy verecek, Rumlar da Türklere de oy verecek. Türk, Rum bütün seçmenler tek oy pusulasına mühür vuracak” dedi.
--“İLK ETAPTA SICAK GELEBİLİR”—
Tufan Erhürman, Rum tarafının önerisinin Türklerle Rumları kaynaştıracak ve her iki toplumun da kendisini temsil edecek Türk ya da Rum başkan için oy verecek olmasından dolayı ilk etapta sıcak gelebileceğini söyledi. Erhürman, “Bu sistemin ilk bakışta artı gibi görünen bir diğer yönü ise, hem Türklerden hem de Rumlardan oy alabilecek adayların ılımlı insanlar olması ve böylece radikal, uç kişilerin dışlanması” olduğunu belirtti.
Önerinin aslında demokratik açıdan sakıncalı olduğunu kaydeden Erhürman, federasyonun ilk yıllarında bazı Türk ve Rum siyasi partilerin, karşı taraftan bir partinin adayıyla aynı listede aday göstermek istemeyebileceğini ve bunun sonucunda belli siyasi partilerin daha başta seçime girmemek suretiyle sistem dışı kalabileceğini kaydetti.
Tufan Erhürman, şu şekilde devam etti:
“Kıbrıs Rum tarafı, kendi pozisyonunu savunmak adına, başkanın da başkan yardımcısının da her iki toplumun da oyunu alması gerektiğini, çünkü dönüşümlü başkanlık ilkesi gereği Türk başkan yardımcısının da günü geldiğinde tüm birleşik Kıbrıs’ın başkanı olacağını ileri sürmektedir. Oysa bu yaklaşım dönüşümlü başkanlığın mantığına terstir. İki toplumlu bir siyasi yapıda dönüşümlü başkanlık, siyasi iradelerini ayrı ayrı ortaya koyan iki toplumun seçtiği kişilerin dönüşümlü olarak başkanlık yapması esasına dayanır. Yoksa sonuç itibarıyla her ikisi de Kıbrıs Rum toplumunun oluşturduğu çoğunluğun hakim iradesi tarafından seçilmiş biri Rum, biri Türk iki kişinin dönüşümlü olarak başkanlık yapması, iki toplumlu bir yapıda gerçek bir dönüşümlü başkanlığın gereklerine uygun değildir”
--“SİYASİ EŞİTLİK VE İKİ TOPLUMLULUK DİKKATE ALINMIYOR”--
Tufan Erhürman, Rum tarafının “tek liste” önerisinin “iki toplumluluk ve siyasi eşitlik ilkesi”ne ters düştüğünü kaydetti.
Erhürman, “Kurulacak olan federasyonun iki toplumlu olacağı ve bunun bugüne kadarki tüm BM belgelerinde kabul edildiği hatırlanmalıdır. Oysa bu yöntemde, yürütmenin başının seçiminde, bu ilke dikkate alınmamakta, iki toplumun iradeleri ayrı ayrı değil, Kıbrıs’ta yekpare, tek bir halk varmış gibi değerlendirilmektedir” dedi.
İki taraftan da oy alınacağından, oyların nasıl hesaplanacağının esas sıkıntı kaynağı olacağını kaydeden Erhürman, şöyle devam etti:
“Örneğin adada 400 bin Rum, 100 bin de Türk seçmen varsa, toplam oyun yüzde 80’i Rum, yüzde 20’si de Türk oyu olacak. Böylece listelere oy verirken esas belirleyici Rum seçmen olacak. Dolayısıyla bu, iki toplumluluk ve siyasi eşitlik ilkesine aykırı olacak” dedi.
Erhürman, kimin başkan yardımcısı olacağını Kıbrıslı Türklerin tek başına değil, Rum seçmenlerle birlikte belirleyeceği Rum önerisinde, Türk seçmenlerin benimsemediği bir kişinin, Rum seçmenlerden alacağı oyla başkan yardımcısı olarak seçilebileceğini kaydetti.
Tufan Erhürman, Rum tarafının önerisinde “tek liste”yle beraber ortaya atılan “ağırlıklı oy” hesaplamasının ise Türklerin oylarının değerini artırmak açısından sayısal azınlığın lehine olduğu izlenimi yaratmasına rağmen, sonuç itibarıyla, Rumların iradesinin, Türklerin iradesini çarpıtan, hatta belirleyen bir etki yaratacağından eleştiriye açık olduğunu söyledi.
--“AĞIRLIKLI OY NASIL HESAPLANACAK?”--
Tufan Erhürman, oldukça karmaşık ve anlaşılması güç olan “ağırlıklı oy” hesaplamasını “Kıbrıs Rum tarafı, tek liste üzerinde ülke çapında yapılacak oylamada iki toplumun nüfuslarının ortalama yüzde 80-yüzde 20 olmasından hareketle, Kıbrıslı Türklerin oylarının değerini yüzde 30’a çıkarmayı ve Kıbrıslı Rumların oylarının değerini de yüzde 70’e indirmeyi önermektedir” şeklinde açıkladı.
Erhürman, şöyle devam etti:
“Örneğin ikinci turda yarışmaya hak kazanan iki listeden A listesinde (R1) isimli Rum adayla (T1) isimli Türk adayın ve B listesinde (R2) isimli Rum adayla (T2) isimli Türk adayın bulunduğunu varsayalım. A listesi Rum tarafından 200, Türk tarafından 40 oy, B listesi Rum tarafından 100, Türk tarafından 80 oy alırsa, sonuç şu denklem çerçevesinde hesaplanacaktır: Rum oyları normalde 80 değerindeyken, 70 değerinde olsaydı kaç olacaktı? Türk oyları normalde 20 değerindeyken, 30 değerinde olsaydı kaç olacaktı?
A listesinin sonucuna göre, Rum tarafından alınan ağırlıklı oy 175, Türk tarafından alınan ağırlıklı oy 60 olacak. A listesinin aldığı gerçek oy sayısı 240 iken, ağırlıklı hesaplama sonucu bu oy 235 olarak değerlendirilecek. B listesinde ise, Rum tarafından alınan ağırlıklı oy 87, Türk tarafından alınan ağırlıklı oy 120 olacak. B listesinin aldığı gerçek oy sayısı 180 iken, ağırlıklı hesaplama sonucu bu oy 207 olarak değerlendirilecek”
--“MANTIKSAL AÇIDAN TUTARSIZ”--
Tufan Erhürman, kendi içinde mantıksal tutarsızlıklar içeren Rum tarafının önerisine göre, (A) listesinden aday olan (T1) isimli Kıbrıslı Türkün, Kıbrıslı Türklerden 40 oy almış olmasına rağmen, B listesinden aday olan ve Kıbrıslı Türklerden onun iki katı kadar, 80 oy alan (T2) yerine seçilmiş sayılacağını söyledi.
Erhürman, “Yani Kıbrıslı Türklerin oylarının sadece 1/3’ini alan bir kişi, Kıbrıslı Türklerin oylarının 2/3’sini alan kişiye karşı “seçilmiş” sayılarak, Kıbrıslı Türkleri temsilen yürütmede yer almaktadır” dedi.
Tek listede bir Rum bir Türk adayın gösterilmesinin mantığı yürütmede her iki toplumun temsilinin sağlanmasıyken, bu yöntem sonucunda, seçilen Kıbrıslı Türk’ün, Kıbrıs Türk toplumunu temsil etmekten aciz durumda kalacağını kaydeden Erhürman, “Yani Kıbrıslı Rumların iradesi, Kıbrıslı Türklerin iradesinin çarpıtılarak tecelli etmesine yol açmaktadır” dedi.
--BAŞKANLIK SİSTEMİ’NDEN KAYNAKLANACAK SORUNLAR--
Tufan Erhürman, dünyada pek çok başkanlık sistemi örneği bulunmasına rağmen sadece ABD’deki örneğinin başarılı kabul edildiğine işaret ederek, etnik ayırımların ve iki toplumun olduğu herhangi bir başarılı Başkanlık Sistemi örneğinin de bulunmadığını vurguladı.
Kıbrıs Rum tarafının önerdiği başkanlık sisteminde, bakanların başkan ve başkan yardımcısı tarafından seçileceğine dikkat çeken Erhürman, yasama organının yürütmeye desteğini sağlayamamasının da sistemin bir diğer önemli sorunu olduğunu kaydetti.
Başkanlık sistemlerinin genel sorunu olan bu durumun, ABD’dekine benzer yöntemlerle aşılmasının da mümkün olmadığını söyleyen Erhürman, “Çünkü Kıbrıs’ın iki yanında, ABD’dekinden farklı olarak, disiplinli siyasi partiler bulunduğu için yasama organındaki siyasi partilerin kendi partilerini temsil etmeyen yürütme organını desteklemesini beklemek aşırı iyimserlik olacaktır” dedi.
--“İDEALİ İSVİÇRE’DE UYGULANAN BAŞKANLIK KONSEYİ”
Tufan Erhürman, Kıbrıs için ideal yürütmenin, Türk tarafının önerdiği, İsviçre’de uygulanan Başkanlık Konseyi olduğunu söyledi. Erhürman, İsviçre asıllı model önerisinin bir benzerinin bugün Kıbrıs’takiyle ortak özellikler gösteren bir uyuşmazlığın yaşandığı Kuzey İrlanda’da da uygulandığına işaret etti.
Annan Planı’nda olduğu gibi, yürütme organının bir Başkanlık Konseyi şeklinde örgütlenmesini önerdiklerini kaydeden Erhürman, 4’ü Rum, 3’ü Türk olmak üzere 7 üyeden oluşacak Başkanlık Konseyi’nin, Türklerle Rumların eşit sayıda temsil edileceği ve Türklerin siyasal eşitliğinin sayısal eşitlik yoluyla sağlandığı Senato tarafından seçileceğini belirtti.
Tufan Erhürman, Başkanlık Konseyi’nin Senato tarafından tek liste üzerinden, bir tür koalisyon kabinesi gibi seçileceğini ve seçilirken bu 7 kişiden 1 Türk, 1 de Rum’un “Başkanlık üyesi” olarak seçileceğini belirtti. Erhürman, “7 kişilik liste üzerinde hangi Rum ile hangi Türk’ün başkanlık üyesi olarak görev yapacağı belirtilmiş olacak” dedi.
Başkanlık Konseyi’nin 5 yıllık görev süresi olacağını ve başkan ile başkan yardımcısının 1 yıl arayla dönüşümlü olarak başkanlık yapacağını kaydeden Erhürman, seçim sırasında Türk adayın başkan yardımcısı,
Rum adayın da başkan olarak seçilmeyeceğini, bu kişilerin her ikisinin de başkanlık üyesi olacağını belirtti. Erhürman, dönüşümlü olarak ikisi de başkanlık yapacak olan iki adaydan Türk olanının başkan yardımcısı sıfatıyla seçilmesini gündeme getiren Rum önerisinin, Kıbrıslı Rumların dönüşümlü başkanlığı içlerine sindiremediklerini ve bir yandan dönüşümlü başkanlık önerirken, diğer yandan Türk başkanlık üyesini hala başkan yardımcısı sıfatıyla anmak istediklerini gösterdiğini söyledi.
--“SALT ÇOĞUNLUKLA SEÇİLECEKLER”--
Tufan Erhürman, Kıbrıs Türk tarafının önerisine göre, Konsey üyelerinin Senato’da salt çoğunlukla seçileceğini ancak bu çoğunluğun her iki topluma mensup senatörlerin ayrı ayrı salt çoğunluğunun oyunu da içereceğini söyledi.
Erhürman, şöyle devam etti:
“Burada amaç, seçilecek Konsey’in, hem her iki toplumun, hem de ayrı ayrı her bir toplumun çoğunluğu tarafından desteklenmesidir. Bu yöntem, Kıbrıs Rum tarafının tek liste ve ağırlıklı oy sisteminden umduğunu söylediği, Konsey’in Rum üyelerinin Türklerin de ve Türk üyelerinin Rumların da desteğini alması olanağını yaratmaktadır. Bunun yanında, Kıbrıs Türk tarafının önerdiği yöntem, Rum tarafının önerisinin aksine, iki toplumluluk ve siyasi eşitlik ilkeleriyle uyumludur. Herhangi bir toplumun iradesini diğerine hakim kılmamakta ve herhangi bir toplumun iradesini çarpıtmamaktadır. Kıbrıs Rum tarafı, Türk tarafının bu önerisine karşı çıkarken, aynı liste üzerinde aday olacak bir Kıbrıslı Türk, bir de Kıbrıslı Rum bulmak zorken, dört Kıbrıslı Rum, üç Kıbrıslı Türk bulmak nasıl mümkün olacak sorusunu ortaya atmıştır. Oysa, İsviçre ve Kuzey İrlanda pratiğinden, seçim yarışı sırasında birbirine her türlü eleştiriyi yönelten en radikal siyasi partilerin bile, Parlamento’da yapılan seçimde, koalisyon listelerinde birlikte yer almakta bir beis görmediği bilinmektedir”
Erhürman, Rum tarafının Başkanlık Konseyi’ne, “halk tarafından seçim daha demokratiktir” ve “yürütme zayıflayacak” gerekçeleriyle karşı olduğunu söyledi. Erhürman, şöyle devam etti:
“İsviçre’nin ya da başkanlık sisteminin değil parlamenter sistemin uygulandığı ve yürütme organının doğrudan doğruya halk tarafından değil parlamento tarafından seçildiği çok sayıda ülkenin, mesela İngiltere’nin demokratik olmadığı iddiasını anlamak mümkün değildir. Buna ek olarak, bizim önerimizde yasamanın desteğini garantileyecek olan yürütme organının, Rum önerisindeki yasamanın desteğini alamamak dolayısıyla güdük kalabilecek yürütmeden daha güçlü olacağı açıktır”
--ANLAŞMAZLIKLAR NASIL AŞILACAK?—
Tufan Erhürman, Rum tarafının yürütmede olası anlaşmazlıkların aşılması amacıyla önerdiği mekanizmanın da, Başkanlık Konseyi’ni ya da Bakanlar Kurulu’nu saf dışı bırakmasından dolayı sakıncalı olduğunu söyledi.
Erhürman, Rum tarafının, yürütme organının bir karar alamadığı için çıkmaza girerek, “federal devletin ya da onun kurumlarının olması gerektiği gibi işlev göremeyeceği” ve “federal devletin uluslararası sorumluluklarını ya da AB üyesi olmaktan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getiremeyeceği” bir durumun ortaya çıkması halinde, “başkan, başkan yardımcısı ve iki topluma mensup birer bakandan oluşacak” bir komisyonun kurulmasını ve bu komisyonun oy çokluğuyla karar alamadığı durumlarda başkanın oyunun belirleyici olmasını önerdiğini belirtti.
--“BAŞKAN YÜRÜTME ORGANI YERİNE TEK BAŞINA KARAR ALACAK”--
Erhürman, şöyle devam etti:
“Hangi kararın alınmaması durumunda federal devletin ya da onun kurumlarının olması gerektiği gibi işlev göremeyeceğini ve hangi kararın alınmaması durumunda federal devletin uluslararası sorumluluklarını ya da AB üyesi olmaktan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getiremeyeceğini objektif kriterlerden hareketle tespit etmek her zaman kolay değildir. O nedenle, sübjektif değerlendirmelere bu kadar açık bir yetkiyi tüm Başkanlık Konseyi’ni ya da Bakanlar Kurulu’nu saf dışı bırakarak kullanma olanağını Başkana vermek, demokrasinin temel ilkelerinden hareketle kabul edilemez. Kaldı ki Rum başkanın dönüşümlü başkanlık süresinin her durumda Türk başkanınkinden daha uzun olacağı veri alınırsa, fiilen, birçok durumda, Rum başkan, Türk başkan yardımcısının ya da diğer Türk yürütme organı üyelerinin oyuna hiç ihtiyaç duymaksızın, tek başına yürütme organı yerine karar alabilir ve bunun da siyasi eşitlik ve iki toplumluluk ilkeleriyle bağdaştırılması mümkün değildir”
--“YÜRÜTME ORGANI BY-PASS EDİLEMEZ”--
Tufan Erhürman, Türk tarafının Kıbrıs Rum tarafının önerdiği biçimde bir uzlaşma komisyonu kurulması önerisini kabul ettiğini ancak bu komisyonun sadece Başkanlık Konseyi’nde ya da Bakanlar Kurulu’nda konuyla ilgili karar alınmasını mümkün kılacak tasarılar hazırlamakla görevlendirilmesini önerdiğini belirtti.
Erhürman, Türk tarafının bu önerisinin, iki toplumluluk ve siyasi eşitlik ilkelerinden ödün vermeksizin ve başkana yürütme organını dilediği zaman baypas etme gibi anti demokratik bir yetkiyi tanımadan, tıkanıklıkları, işbirliği ve uzlaşma ilkeleri çerçevesinde aşmaya yönelik olduğunu söyledi.
(FEZ/PHA) |